Sunday, November 01, 2009

REYHANLI'DA 29 EKİM

Bu yıl gecikmeli olarak herkesin Cumhuriyet Bayramını kutluyorum. Antakya- Halep turuna katıldığımdan, her yıl şehrimde harika kutlamalara tanıklık eden, cumhuriyet yürüyüşlerine katılan ben bu yıl çok ama çok farklı hissettim ve kendi çapımda kutladım bayramı. Öyle bir yerdeydim ki bu yıl, ülkemin değerini, bayrağımın şanlı dalgalanışını, Ata’mın o parlayan gözlerini çok daha derinden hissettim ve ben bu ülkeye, vatanıma, toprağıma, insanıma aşık olduğumu o gün çok daha iyi anladım.

Çıktığımız Antakya turunda ikinci gün rotamız Halep idi. Yani Suriye’nin ikinci büyük şehri, dünyanın en eski ve en iyi korunmuş kalesine sahiplik eden Halep. Sabah çok erken çıktık ve Reyhanlı sınırına ulaştık. Bizim sınırımız Reyhanlı yani Suriye'ye Halep'e komşı kapımız ve onlar da Bab Alhawa. Tur rehberimiz gerekli pasaport işlemlerini yaparken biz de henüz Türkiye topraklarında sabah çayımızı içip, 5 metre sonra nasıl farklı bir ülkeye geçeceğimizi konuşurken, önce bir saygı duruşu sireni duydum. Hani önemli gün ve bayramlarda Ata’mız ve tüm şehitlerimiz için dururuz ya. O gün 29 ekimdi ve tüm yurtta bayram kutlanıyordu. İşte o an başladı kalbim titremeye ve arkasından İstiklal Marşımız. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamış, tüm şehitlerimizi düşünürken, ülkemin güney doğu sınırında ayakta durmuş marşımızı söylerken içim vatan sevgisiyle coşmuştu aynı zamanda. Hayatımda unutamayacağım anlardan biri daha hafızama kazınmaya başlamıştı. Kanımızla boyanmış bayrağımızın altında ‘’ Güle güle Türkiye’’ yazısı karşımda , hemen yanında gideceğimiz ülkenin devlet başkanının gelenleri karşılayan fotoğrafı, iyi ki Türkiye’de doğmuşum ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ dedirtti doğrusu bana. Gidiyorduk ama akşamına dönecektik ve ben yine vatanıma geri gelecektim, bunu bilmek bile ne kadar önemliydi. Ne mutluydu ki bana bu ülkede doğmuştum, bu ülkede yaşıyordum, şerefli haysiyetli, dünyanın önünde eğildiği Ulu Önder Atatürk’ün çocuğuydum, torunuydum ve ben tüm olumsuzluklarına rağmen, son yaşananlara rağmen ülkemi seviyordum ve sonuna kadar da ülkemi savunacaktım.

Çok farklı bir 29 Ekimdi, bana çok güzel anılar bıraktı ve bana uzun zamandır düşünmediğim vatan sevgisini düşündürdü. Reyhanlı’dan baktım o gün ülkeme ve Reyhanlı’da dedim yine ‘’çıktık açık alınla 10 yılda her savaştan’’

No comments: