Monday, November 16, 2009

ALDIM BAŞIMI GİDİYORUM

"Ben bu dünyadan, dosttan düşmandan aldım payımı gidiyorum, günahlarımla sevaplarımla aldım başımı gidiyorum...."

Yok yok bir yere gittiğim yok da , Yonca Lodi'nin şarkısındaki sözler gibi bu mevsim bana bunları, payıma düşenleri, bana haksızlık edenleri, benim haksızlık ettiklerimi, kırıldıklarımı, kırdıklarımı, bana gülmeyenleri, benim gülmediklerimi, sinir olduklarımı, sinir ettiklerimi, üzüntülerimi, isyanlarımı, keşkelerimi, paylaşmadıklarımı, hüzünlerimi ve daha pek çok karamsarlıklarımı hatırlatıyor nedense. Sararan yapraklar, karanlık puslu ıslak hava, güneşsiz gökyüzü içimde bir yerlerde hep duran melankoliyi coşturuyor. Bunalımları, depresif halleri, uykulu yataktan çıkmak istemeyen beni dürtüyor sanki hadi gel hadi gel der gibi. Ama herşeye rağmen yürümeye, her yerden her şeyden zevk almaya devam etmek lazım deyip sarılıyorum hayata, biliyorum ki, sararan yapraklar yere düşecek üstünde yürümekten zevk alacak ve sonra toz olup uçan yaprakların ardından gelen bembeyaz kar , çok kısa bir süre sonra gelecek güneşin habercisi olacak ve yine sımsıcak günler bizim olacak.


"Yaşarım gün doğdukça, serde hayat var" diyor ya Yonca Lodi şarkısında işte aynen öyle, hayatı yaşamak gerek...

No comments: