Thursday, February 23, 2006
SOBELENDİM
Yaptığım 4 iş:
* Düğme delme (Orta okulda okurken yaz tatilinde harçlığımı çıkarttım.)
* Ders verdim(Üniverisitedeyken.)
* Call center eğitim yöneticiliği
* Yönetim Danışmanlığı (Halen.)
Defalarca izleyebilecegim 4 film veya dizi:
* Pretty Woman
* Hayat Güzeldir
* Gönül Yarası
* Babam ve Oğlum
Yaşadığım 4 yer:
* İstanbul
* İstanbul
* İstanbul
* İstanbul
İzlediğim 4 televizyon programı:
* Avrupa Yakası
* Yabancı Damat
* Cosmopolis
* Baby Tv
Tatil için gittiğim 4 yer:
* Kemer
* Altınoluk
*Bodrum
* Barselona
En sevdiğim 4 yiyecek:
* Çiğköfte
* Her çeşit börek
* Almanya'nın balık köftesi
* Meze
Hemen şimdi olmak istediğim 4 yer:
* Paris
* Dubai (sıcak)
* Sapanca
* Maldiv Adaları
Sobelediğim 4 blogcu:
* Erva
* Aslı
*Orcun&Hande
*Barış
Tuesday, February 21, 2006
KIZIM VE BEN
Sunday, February 19, 2006
DARICA HAYVANAT BAHÇESİ
Saturday, February 18, 2006
BABAM
Tüm bunların yanında bana hep ilk gözağrım diyen. Beni hep çok iyi anlayan. Benimle büyüyen. Benim canım babam. Hayatımda babamı seçme şansım olsaydı senden başkası olmazdı herhalde bu kişi. Senin varlığın bana hep güç veriyor, seni seviyorum babacığım. Doğum günün kutlu olsun.
Wednesday, February 15, 2006
DEĞİŞİK BİR TAT
İşte gerekli malzeme:
Tuesday, February 14, 2006
SEVGİLİLER GÜNÜ
Thursday, February 09, 2006
Bugün Elmadağ'da bir toplantım olduğu için hazır karşıya geçmişken her yıl gittiğim Bebek ve Çocuk Fuarını da ziyaret etmeyi ihmal etmedim. Hava çok güzeldi. Önce iş toplantılarımı yaptım sonra doğruca Lütfi Kırdar'a fuara..Tahmin edeceğiniz gibi yine rengarenk yine cıvıl cıvıl. Bebek ve çocukları ilgilendiren herşey vardı yine. Mobilyadan oyuncağa, aşıdan mamaya, okuldan kitaba kadar herşey. Hamilelik sürecinden başlayarak şu ana kadar Duru ile ilgili her türlü bilgiye, ürüne ulaşmamda bu fuarların da katkısı çok oldu bana. Burada yenilikleri, çeşitleri görebiliyorsunuz. Fuarı gezerken geçen sene Duru 6 aylıkken fotoğraf sanatçımız Zerrin Kültüral'ın Duruyu böğürtlen üzerinde çektiği fotoğrafın tekrar Zerrin Hanımın kişisel fotoğraf sergisinde olduğunu gördüm.
O kadar mutlu oldum ki. Ne kadar küçükmüş o zaman. O pozu yakalayana kadar çektiğim sıkıntılar geldi aklıma. Ama şimdi iyi ki çektirmişim diyorum. Hatta 8 hafta sonra ikinci bebeğine kavuşacak olan Zerrin Hanımdan ikinci bir randevu daha alsam mı diye düşünmeye başladım. Fuar ziyaretimi bitirip havanın da güzel olmasından faydalanıp Nişantaşı Kırıntı'da kendime güzel bir yemek ısmarladım, çok sevdiğim Nişantaşı sokaklarında kısa bir tur atıp işe döndüm. Çok güzel ve keyifli bir gün geçirdim kısacası.
Wednesday, February 08, 2006
DENİZ BEBEK
BÜTÜN KIZLAR TOPLANDIK
Monday, February 06, 2006
PORTAKALI SOYDUM BAŞ UCUMA KOYDUM
Sunday, February 05, 2006
TAHİNLİ ÇÖREK
- 1 paket Dr. Oetker mayalı un(mayası ayrıca içinde var)
- 1/2 çay bardağı sıvı yağ
- 75 gr. yumuşak margarin
- 3 çay bardağı ılık süt
İç Malzemesi için;
- 2 çay bardağı tahin
- 1 yumurta sarısı
- susam
Önce unu ve mayayı iyice karıştırıyorsunuz, içine sıvıyağ, margarin ve ılık sütü karıştırıp iyice yoğuruyorsunuz. Kaba yapışmayacak hale gelene kadar devam ediyorsunuz yoğurmaya.Üzerini örtüp 45 dak. mayalanmaya bırakıyorsunuz. Hacminin iki katına çıkınca mayalanmış demektir. Mayalanmış hamurdan 12 eşit beze yapıyorsunuz. Her bir bezeyi 2-3 mm. kalınlığında açıp içine tahin-tozşeker karışımından sürüyorsunuz ve rulo yapıp 3o dakika üzerlerini örtüp tekrar dinlendiriyorsunuz. Dinlendikten sonra ruloları iyice inceltip, gül şekli verip, yumurta sarısını üzerine sürüp susam serpiyorsunuz ve önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında pişiriyorsunuz.İşte hepsi bu. Sonra afiyetle yiyorsunuz.
Friday, February 03, 2006
ADA SAHİBİ YA DA ADA OLMAK
Tanınmış gezgin Thomas Cook, bir araştırma gezisi sırasında Atlas Okyanusu'nun ıssız bir yerinde, çığlıklar atan milyonlarca kuşun havada daireler çizerek uçtuğunu gördü.Kulakları sağır edecek denli yüksek sesle çığlıklar atan kuşların kimileri yoruldukça, kendilerini okyanusun dev dalgaları arasına atıyorlardı. Onlar bu son hareketleriyle yaşamlarına son veriyorlar, kendilerini okyanusun dalgalarına bırakırken, çaresizlikten ölüme teslim oluyorlardı.Bu olaya yalnızca Thomas Cook değil, o bölgedeki balıkçılarda yıllardır tanık olmuşlardı. Kuş bilimcileri ise, yaptıkları araştırmalarda göçmen kuşların farklı yönlerden gelerek okyanusta bu noktada birleştiklerini keşfediyorlar, fakat onların, birbirleri peşi sıra kendilerini ölümün kucağına atmalarının nedenini bir türlü çözemiyorlardı.Gerçek, geçtiğimiz yüzyılın ortalarında anlaşıldı. Bu trajik olayın yaşandığı yerde bir zamanlar bir ada vardı. Göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan bu ada, bir deprem sonunda, okyanusa gömülmüştü.
İnsanların, yok olduğunun bile ayırdına varamadıkları ada, göç yollarının ortasında kuşlar için vazgeçilmez "dinlenme" durağıydı. Kuşlar binlerce yıllık kalıtımsal alışkanlıklarıyla adanın yerini bilmekteydiler ve yıpratıcı, uzun yolculuklarının ortasında,biraz dinlenebilmek ve toparlanabilmek için, yine binlerce yıllık kalıtımsal güdüleriyle, okyanusun ortasındaki adaya geliyorlardı ama... Olması gereken yerde adayı bulamayınca, yorgunluktan bitkin bedenlerini çığlık çığlığa okyanusun sularına bırakmak zorunda kalıyorlardı.Söz kendini toparlamaktan açılmışken soralım. Sizin hiç "kendinizi toparlayacağınız" bir adanız oldu mu? Yaşamın uzun göç yolları"nda acaba, sizinde bir yudum taze soluk alabileceğiniz, yolunuzun kalan bölümüne dinç olarak devam etmenizi sağlayabileceğiniz bir adaya sahip olabildiniz mi?Bir gün yerinde bulamadığınızda ise, ona ille de ulaşmak ve sığınmak için başınız dönercesine, dengeniz bozulurcasına çırpınıp kanat çırptığınız bir ada yaratabildiniz mi yaşamınızda kendinize?Her şeyi sınırsızca paylaşabildiğiniz bir dost, yola birlikte çıkacak denli güven duyduğunuz bir arkadaş, size her zaman huzur verecek bir eş, ulaşmak için yıllardır uğraş verdiğiniz bir amaç edinebildiniz mi?Şöyle daha bir iyi bakın çevrenize... Size gelen, size sığınan...Sizin gittiğiniz, sizin sığındığınız...Sizin bulduğunuz dostlarınızı bir düşünüverin. Sonra da bir gerçeği görüverin gözlerinizle:Sizin durup , soluklandığınız ve kendinizi toparlayabildiğiniz kaç adanız var çevrenizde ve...Durup, sığınmak ve kendilerini toparlayabilmek gereksinimi duyan kaç dostunuz için siz bir adasınız?
Thursday, February 02, 2006
ANNEMİN SERGİSİ
Annem, nam-ı diğer Aysel ÖZKAN. Canımın içi, uzun zamandır yaptığı resim çalışmalarını artık bir sergi açmanın vakti geldi diyerek bizlere sergileyecek. 20 - 26 Şubat tarihleri arasında Kadıköy Belediyesi fuayesinde olacak sergiyi herkesin görmesini o kadar çok arzu ediyor ki. Heyecan, kaygı, gurur, endişe, merak...tüm karmaşık duyguları beraberinde yaşıyor. Ama gözlerinin içi gülüyor, ışıl ışıl. Hayatı boyunca hep üretmeye, yaratmaya çalışmış olan annem şimdi gerçekten içinin güzelliğini, canlılığını, renkliliğini resimlerine aktarıyor. Benim annemle gurur duyduğum gibi inşallah benim kızım da benimle gurur duyar.