Friday, October 26, 2007

4-1




Önce tam takım giyinilir, bayraklar alınır.


Duru her türlü yalan söylenerek anneanneye bırakılır


Stad yakınındaki sokak köftecisine gidilir ve köfte ekmek yenir


Hızla maça gidilir ve çekirdek alınır


Maç başlar ve takım desteklenir


Karşı takım gol atar küfür edilir


Gol atılır herkes birbirine sarılır


Gol atılır


Gol atılır


Gol atılır


Zaferle eve dönülür

Thursday, October 25, 2007

EN KÜÇÜK KATILIMCILARIM



Alışmışım ben 20-60 yaş arası insanlara eğitimler vermeye, sunum yapmaya. En fazla çay kahve arasından geç gelirler, eğitimlerde muhalefet olurlar, dedikodu yaparlar. Ama bugünkü katılımcılarım böyle değildi. Seni sevmiyorum diyen, her dediğime itiraz eden, sürekli mızmızlık yapan ve geç gelen...Hayatımın en zor katılımcılarıydı ve yaşları da 3-4 arası idi. Zor olmakla beraber en tatlı olan ve en neşeli ve en doğal ve en saf ve en temiz.
Kızımın okulunda her hafta yapılan veli katılım gününde bu hafta sıra bendeydi. Her hafta bir veli gidip bir saat kadar istediği bir aktiviteyi çocuklarla paylaşıyor. Ben de bu hafta onlara kurabiye süslemesi yaptırmak için kurabiyeleri önceden evde hazırladım ve süsleme malzemelerini torbama koyup okullu oldum. Aslında 7 kişi olan tırtıllar sınıfında ben gittiğimde kızım da dahil 3 çocuk vardı. Onlarla önce royal icing yani kurabiyelere kontür çizmeyi öğrettim, sonra aramıza iki çocuk daha katıldı ve biz de renkli şeker hamurlarıyla kurabiyelerin üstüne kalıplar yaptık ve bunları bal yardımıyla kurabiyelere yapıştırdık. Bu arada kurabiyeleri ısıranlar, ellerini kirletip yüzüne sürenler Duru gibi sürekli konuşanlar...Hepsi aynı anda konuşuyor, biri su içmek istiyor, biri "ben yapmayacağım" deyip çekiliyor. Ortalık zaman zaman karışsa da kurabiyeleri bitirip her çocuk bir tanesini paketleyip velisine götürmek üzere fiyonk yaparken dünyanın en güzel şeyinin ÇOCUKLAR olduğunu bir kez daha anladım. "Ben anneme götüreceğim", "ben babama vereceğimmmm" derken yüzlerindeki coşku beden dillerindeki doğallık görülmeye değerdi. İsteyen herkes yaşamalı bu çocuk duygusunu.



Kurabiyelerimizi tamamladıktan sonra onlar minderlere yayıldı ve ben de "Kurabiye Canavarı" masalıyla onlarla olan güzel anımı noktaladım.

Wednesday, October 17, 2007

BU KÖŞE BAŞKA KÖŞE

Hayatınız ev dışında nerelerde geçiyor diye sorsalar bana çok sevdiğim, evim kadar rahat ettiğim, gitmediğimde özlediğim işyerimde ve oradaki masamda geçiyor derim. Evim dışında kendimi mutlu hissettiğim yer masam benim. Bana özel, sadece benim olan, benim düzenlediğim, benim değiştirdiğim özel alanım. Bazen dağıtır, her bir noktasını kullanırım bazen de tertemiz mum gibi tutarım. Sabah ilk işim çayımı alıp bilgisayarımı açıp gelen iletilerime bakmak, sohbet programında olanlarla selamlaşmak benim güne iyi başlamamı sağlıyor. Duvarlarımın bile bana güldüğünü hissederim masamdayken. Biricik eşimin bana hediyesi olan melek ve iş arkadaşımın sürprizi Donald Duck duvarımın bir bölümünü süslüyor, diğer köşedeki not panomda kızımın her zaman bana gülen yüzü beni dünyanın en mutlu annesi yapıyor. Bu köşe ve bu masa beni her halimle kabul ediyor. Bazen karamsar ve bezgin bazen coşkulu ve neşeli bazen sinirli ve gergin, her anıma her duyguma şahit. İşim gereği çok sık ayrı kalsam da masamdan ve köşemden, oraya gidecek olmanın düşüncesi bile yetiyor bana. Benim köşe başka köşe bazen yaz köşesi bazen kış köşesi ama her zaman sevgi köşesi.

Tuesday, October 16, 2007

SEVGİ MAĞAZASI


Paylaşmak...Sevgini, ekmeğini, sırrını, acını, mutluluğunu...Ne kadar güzel bir histir paylaşım sonrası yaşananlar. İnsanlar paylaştıkça zenginleşir bence, verdikçe kazanır. En güzel kazanç da paylaştıklarınızın yerine ulaşması. Bugün yaptığım bir paylaşıma getirmeye çalışıyorum sözü. "Sevgi Mağazası", Kadıköy Acıbadem'de gönüllüler tarafından kurulmuş bir yardım derneği. Kıyafetten, mutfak eşyasına, oyuncaktan perdeye kadar tüm eşya bağışlarını alıyorlar. Bunları sınıflandırıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorlar. Buradan eşya alanların çoğunun bunları yıkama ütüleme imkanları yok yalnız. O yüzden temiz vermek hatta mümkünse ütülü vermek daha faydalı. Çoğu zaman düşünürüz evde kullanmadığımız yer tutan eşyaları "ne yapsam" diye. Hele şimdi tam kışlık çıkarma zamanı. Yazlıklar kalkacak dolap köşelerinde yerlerini alacak yerine kalın kazaklar, mantolar çıkacak. Bu yıl hiç giymediğimiz yazlıklar belki de "belki seneye giyerim" düşüncesiyle yine dolaplarda kazaklarla yer değiştirecek. Bu kıyafetler dolapları ısıtıp koruyacağına, ihtiyacı olan bedenler üzerinde durup onları ısıtsa halbuki. Duru'nun neredeyse bir oyuncak mağazasındakiler kadar olan oyuncaklarının bir kısmını Sevgi Mağazasına götürürken ihtiyacı olan çocukların bunları ellerine aldıkları andaki yüz ifadelerini görmesem de gözümde canlandırmak bile bana "paylaşmak güzel" dedirtti bir kez daha.
Sevgi Mağazası: Acıbadem Gömeç sok. Ahmet Süt Sitesi, Ahmet Süt Camisi girişi Kadıköy
0216. 545.84.59

Saturday, October 13, 2007

HAYAT BAYRAM OLSA

Adı üstünde şeker bayramı, yani şekerin, çikolatanın, tatlının bol olduğu bayram bu bayram. Çocuklar yaşadı en azından bizim Duru için cennetten günler bu günler. Kime gitse, kim gelse, kimle karşılaşsa elinde ya çikolata ya şeker ya da her ikisi. Tabi şanslı çocuklardan biri olduğu için. Bu bayram yine terör, trafik kazası başı çekti ülkemizde. Kimbilir kaç çocuk anasız babasız kaldı, kaç ailenin canı yandı, kaç ana baba evladını yitirdi. Şanslıyız ama hiçbir zaman başımıza gelmeyecek şeyler değil. Haber izlerken sanki uzak gibi, bize hiç bulaşmaz gibi kötü haberler. Biz hala bayramda ona gittik buna gitmedik derken, tartışırken, koştururken, ufak tefek şeyleri problem yaparken bir yerlerde canlar yanıyor, birileri en yakınlarını kaybediyor ve biz sadece ekrandan ya da basından haber olarak geçiyoruz, geçebiliyoruz. Biz, bizim çocuklarımız şanslı değiliz de kim şanslı sizce?
Bütün dünya buna inansa bir inansa, hayat bayram olsa. İnsanlar el ele tutuşsa birlik olsa...
Tüm sevdiklerime ilk kez yaptığım bu "peynir keki " ikram ediyor ve bol tatlı günler diliyorum.

Thursday, October 11, 2007

İYİ BAYRAMLAR













Bir bayram daha geldi işte. Çok şekerli değiliz bu bayram, biraz tuzluca hatta. Bu nedenle biraz keyifli geçsin diye bu bayram çikolata almak yerine ziyarete gideceklerimize, renkli kurabiyeler hazırladım.



Herkesin bayramını kutluyorum şeker gibi günler diliyorum.