Ben çocukken turuncu renkli oyuncak arabam vardı, eniştemin aldığı. O zaman uzaktan kumanda filan yoktu pilliydi kapıları açılan. Çok severdim arabamı ve küçük plastik mutfak takımlarım. Bundan başka çok oyuncak hatırlamıyorum genelde bahçede çamurları karıştırıp ağaç dallarına sararak yaptığımız dolmalar, çamurdan yapıp güneşte kuruttuğumuz tencerelerdi oyuncaklarım. Bahçeli evde, ağaç üstünde büyüyen şanslı çocuklardanım ben. İnciri, kirazı, dutu, elmayı dalından koparan hatta zaman zaman aşıran o yaramaz çocuklardan. Sonraları hatırladığım Almanya'dan gelen kuzenlerimin getirdiği zeka oyunları oldu oyuncaklarım. O zaman Türkiye'de hiçbirşey yoktu ve aman allahım ne cazip gelirdi bana o oyunlar. Çizgi film olarak da pazar günleri yayınlanan Heidi, şeker kız Candy, Uçan Kaz Mortan hatırlıyorum. Şimsdi kızım bunların hiçbirini bilmediği gibi, bir türlü şekillerine, konuşmalarına, gülmelerine kısacası hiçbirşeylerine alışamadığım Teletubbies e tapıyor adeta. Eskiden televizyonda yayınlanırdı şimdi kaldırdılar. Ama vcd ve dvd ler sayesinde yokluklarını hiç çekmiyoruz. Sabah kalkar kalkmaz ilk işimiz La La ya günaydın demek oluyor yanı başında yatan. Sonra tubby evin kapağını açıyoruz tek tek hepsini uyandırıyoruz ve sonra doğru dvd nin başına.. La la, dipsi,tinkivinki,po......Üstelik gittiğimiz her oyuncakçıdan mutlaka bir tane ürün alarak çıkıyoruz bu sevimsiz yaratıkların sülalesinden. Tubytost, tuby rüzgar, tubyuyku,tubyyemek bunlar her an dilimizde. Hatta şarkılarımız bile bunlarla ilgili oldu. Hangisi iyi hangisi doğru karar veremiyorum ve işin içinden çıkamıyorum. Bunun yanında onlar sayesinde çok da düzgün konuşuyor ve gelişimi çok hızlı oluyor. Bir doğrusunu bilen var mı acaba?
.
No comments:
Post a Comment