Tuesday, August 31, 2010

BAK POSTACI GELMİYOR

Kızım yanıma geldi ve "ben mektup yazıp birine yollamak istiyorum" dediğinde öylece kaldım. Kendim yılbaşı kartlarını el yazısıyla yazıp gönderiyorum her yıl sevdiklerime ama uzun zamandır kimseye mektup yazmamıştım. Halbuki ne çok severim yazmayı, eskiden mektup arkadaşlarım vardı yurtiçi ve yurtdışından. Onlardan mektup almak harikaydı. Bir de lisede çok sevdiğim kimya öğretmenim vardı Sibel Hoca. O yurtdışına Abudabi'ye yerleşmişti ve onunla yazışmıştık. Bana oradaki günlerini, markette Türk markası çubuk kraker görünce nasıl sevindiğini yazmıştı, hala saklarım o mektupları. Ne güzeldir o kağıtlar, özel setler alırdım süslü zarfları, kağıtları olan.



Kızıma hemen bir kağıt verdim ve yeni yazmayı okumayı öğrendiğinden ne istiyorsa onu yazdı. Güzelce zarfa koyduk hatta zarfı yaladı yapıştırmak için....herşey aynı buraya kadar. Sonra postaneye gittik..İşte o çok değişmiş, postane olmuş banka. Numara alınıyor, makinalar var, herşeyi ayırıp organize eden. Hiç postacı görmedik, pul yapıştırmadık ama yine de çok keyif aldık. Genetik galiba bazı şeyler, yazmayı sevecek o da belli. Şimdi kütüphaneye gitmek istiyormuş, bir sürü kitabı bir arada görmeyi bekliyor heyecanla. Ben de merak ediyorum, kütüphaneler bıraktığımız gibi mi?

3 comments:

Oglak Kizlari said...

Evvet, bu tamda bizim yapmak istediğimiz tur. Ama sonra Ada daha 3,5 yaşında.

O zaman biz mektubu size gondeririz ne dersin.

Hevesli anne Çiğdem

Banu'nun Dünyası said...

bayılırız valla, dört gözle bekleriz

Gokyuzu99 said...

Zamanında birbirimize bile mektup yazardık ben de hatırladım şimdi... Duru'dan mektup bekliyoruz o zaman biz de... Bu arada aklınızda olsun postanede "Biz pul istiyoruz." deyince veriyorlar genellikle pul, ama istanbul'da o da kalmadıysa bilemem artık. :)