Günlerdir bir koşturmaca içindeyim. Uzun zamandır işlerim ve özel hayatım bu kadar yoğun ve koşturmacalı değildi. Yazacak çok şeyim olmasına rağmen günler ve geceler yetmediği için paylaşamıyorum diyebilirim. Geçtiğimiz çarşamba sabah 06:00 da başlayan İzmir seyahatimden bugün saat 18:00 de Sapancadan dönüş ve 22:30'da Bağdat Caddesi turundan eve varışa kadar olan süre zarfında kurulu robotlar gibi koştum durdum.Evet çarşamba günü bir iş seyahatim vardı izmir Bornova'ya. Sabah 08:00 uçağıyla gittim ve işimi bitirir bitirmez 4 aylık oğlu olan -Deniz Bey- kuzenimi görmeye gittim. Deniz o kadar büyümüş ki, umduğumdan daha fazla iletişim kurdum onunla.Tabi canım kuzenimi de çok özlemişim. Doyamadık birbirimize ama sayılı saat çabuk geçti ve perşembe sabahı evime ve beni bekleyen minik kuşuma kavuştum. Sanki aylar olmuş görüşmeyeli. Anne anne anne peşimde bütün gün. Akşam Erkan'la davetli olduğumuz "Orient Fusion" Anjelika Akbar konserine gittik Beylerbeyi Sarayının o muhteşem bahçesine. Saray ve manzara zaten muhteşem eh bir de Anjelika Akbar piyanoda olunca hele bir de Erkan Oğur gitarda, Mısırlı Ahmet darbukada olunca inanılmaz bir müzük ziyafeti çektik o gece. 11 program vardı hepsi ayrı ayrı güzeldi hele İspanyol perküsyon ustaları yok mu onlar muhteşemdi. Herkese tavsiye ederim. Gece eve döndüğümüzde Duru'ya o gece dadılık yapan Barış ve Aslı'nın halini tahmin edersiniz herhalde. Cuma günü Bostancı- Bakırköy- Topkapı arası toplantılarım ve işte akşam Sapanca yolu...Barış, Aslı ve ben bu hafta cumadan kaçtık Sapancaya. Erkan da cumartesi bize katıldı. Duru orada özgürlüğünü ilan etti ve havuzdan çıkmak bilmedi. Parmak boyalarıyla oyunu abarttı bir ara boya kabını bacaklarına döküp her yanını buluyordu. İşte hayatımız. Böyle koşmaca, koşturmaca ara sıra kızmaca ama hep mutlu olmaca ve gülmece...
No comments:
Post a Comment