"Dedem, gofret ve ben" dizisinin adını ilk duyduğumda çocukluğuma gitmiştim. Bu isim bana çok hoş gelmişti, neler neler hatırlatmıştı. Diziyi çok seyretme fırsatım olmasa da hep benim için özel bir dizi ismi olmuştu. Benim de dedem vardı ve onun gofreti. Mustafa dedem, annemin babası. Ben on yaşındayken onu kaybettik bir gece aniden, sessizce. Dedem çok farklıydı çok da sıradan. Hayatı komik yaşayan, çevresine enerji yayan adeta bir kahkaha bombası hatırlıyorum ona dair. Hala ondan bahsederken annemler hep gülerek anarlar, hep yaptığı komiklikleri, eğlenceli laflarını, onlara ne kadar güzel bir çocukluk yaşattığını anlatırlar. Ben onları dinlerken çok gıpta ediyorum, nelerine mi; kalabalık olmalarına -tam 5 kızkardeşler- hep beraber güzel çocukluk anılarına, kardeş kavgalarına, evdeki işbölümlerine...Dedem bundan 60 yıl öncesine göre son derece modern, açık görüşlü, kızlarına güvenen, hepsini üniversitelerde okutan, onlarla arkadaş bir babaymış. Bizim için de hep tatlı bir dedeydi. Çocukluk işte, bazen yaptıklarına sinir olurdum, kızardım, bazen de çok güler, sevinirdim. Yanağımdan şapur şupur öperdi gıcık olurdum o zamanlar. Cepleri hep kuruyemiş dolu olurdu. Ne zaman isterseniz çekirdek, leblebi, fıstık çıkardı. Kızardım, bana o bayat şeyleri vermeeeeeeeee diye. Ama dedemin bir alışkanlığı vardı ki işte benim hafızamdan hiç silinmeyecek. Her geldiğinde bize yani tüm torunlarına gofret getirirdi: Dido Gofret. Fotoğrafta gördüğünüz gofretin daha eski ambalajlı olanı. Geçen gün markette görünce dedem geldi aklıma hemen. İşte bu gofret ve dedem.. Ayrılmaz ikili. Ne zaman bize gelse cebinden iki dido çıkarırdı. Dedeciğimin geçenlerde 22. ölüm yılıydı. 22 sene olmuş aramızdan ayrılalı. Canım hala bizimlesin, biliyorum ki beni duyuyorsun, görüyorsun, kızımı, kocamı seviyorsun. Keşke onlar da seni tanısaydı. Ama onlara gofret aldım dedeciğim senin adına Dido Gofret.
1 comment:
Eline ağzına sağlık Banuşum, ne güzel yazmışsın dedemi... Okurken onu hatirladim ben de... Gözlerim doldu...
Bahar
Post a Comment