Geçtiğimiz hafta akşamları kendime nasıl vakit ayırabilirim diye düşündüm. Akşam işten gel, yemek hazırla, Duru'yla oyna, ona yemek yedir, sonra Erkan'ın gelişi ve bizim yemek faslımız, Duru'yu uyutma ve genelde onunla beraber uykuya dalma ya da en fazla onu uyuttuktan sonra bir saat gazete okuma, kitap okuma ya da başka işlerle geçtiğinden neredeyse kendime ayırabildiğim 5 dakikam bile olmadığını farkettim. Televizyonu aylardır açmadım bile. Evet televizyon açık ama ben açmıyorum, ya Duru cd lerini izliyor ya da Erkan.
Ben de bu hafta kendime film haftası ilan ettim. Uzun zamandır izlemek istediğim Türk filmlerini belirledim ve kiraladım. Sırasıyla gün aşırı her akşam bir türk filmi izleyerek kendime bir "Türk Gecesi" yaptım. Seçtiğim üç filme de bayıldım. İlk izlediğim "Sen Ne dilersen" varlıklı bir ailenin hayat hikayesi. Hayata bakış açınızı değiştirecek mükemmel bir film. İkinci izlediğim "Gen" bir korku filmi. Gerçekten müzikleri, efektleri ve konusu ile işte budur dedirtecek cinsten. Bu filmde de o kadar güzel bir konu vardı ki. Hele son derece süpriz biten final, iyi ki almışım bu filmi dedirtti bana. Ama kan görmeye dayanamayanlar için biraz kötü olabilir. Son film ise, allah kimseye böyle rüya gördürtmesin dedirtti bana. Uyuşturucu müptelası bir gencin hikayesi. Oyuncular, konu, çekim mükemmel.
Hem filmler hem de gece el ayak çekilince çayımı alıp da televizyon keyfi oh be! dünya varmış dedirtti bana. Kendinize film haftası yapın ve keyfini çıkarın.
No comments:
Post a Comment