Saturday, April 29, 2006

Uzun bir aradan sonra yeniden başlıyorum işte yazmaya. Bu ayrılığın nedeni çok uzun zamandır yoğun bir dönemin içinde olmam, işteki koşturmalarım, Duru'nun beni çok oyalaması filan değil. Bunlar hayatımın son zamanlardaki koşturmaları ama yazmamam için neden değil. Uzun zamandır evde çalışma odamızı baştan yaratma hevesindeydik ve Nisan ayı içinde boydan boya kütüphane yaparak, ahşap jaluzi perde takarak ve halı kaplatarak bu hevesimizi giderdik. Tabi tüm bunlar yapılırken bilgisayarımız o köşeden bu köşeye yer değiştirirken kabloları karışmıştı ve internet hattımız bir süreliğine kopmuştu.İşyerinden de fotoğraf yükleme imkanım yoktu ve az sonra paylaşacaklarımı fotoğraf koymadan yazmak istemedim.
Evde tüm bunlar olurken bu arada ayın en önemli olayı...... Kardeşim Aslı evlendi...Sonunda mutlu sona erdi biricik damadımız Barış ile.Hem ne evlenmek, neredeyse 40 gün 40 gece. Eh gelenler de uzak yerden olunca (Çorum, Almanya gibi) adetler, gelenekler de layıkıyla yapılınca uzunnnn bir evlilik öncesi törenler gerçekleşti. Barış'ın ailesi Çorum'lu ve tam anlamıyla gerçek Anadolu geleneklerini yaşattılar bize. İyi ki yaşattılar çünkü ben bilmiyordum Bohça adeti filan. Gelirken Aslı ve onun yakın akrabalarına- bizim de dahil olduğumuz- ayrı ayrı bohçalar getirdiler. İçinde çam sakızı çoban armağanı hediyeler. Ne güzel hep beraber adetlerimizi yaşadık. Benim çok hoşuma gitti vallahi önemli olan hediyenin maddi değeri değil, size özel hazırlanmış olması ve emek harcanması. Dilek Teyze eline sağlık. Biz de annemle Barış'ın ailesine böyle bir bohça hazırladık. Tabi en başta Barış'a. Annem ilk kez böyle bir deneyim yaşadığı için çok telaş yaptı; acaba şunu mu koysam bunu mu koysam diye. Sonunda bohçalar hazırlandı ve ailesi için ayrı bir kutu, Barış için ayrı bir kutuya konarak annem ve ben tarafından Barış'lara götürüldü. Tüm bunlar bir koşturma içinde geçti tabi ama tatlı koşturma.
Bir akşam iş çıkışı Duru'yu da alıp anneme gitmiştim ki o da ne: annem oturmuş bir çuval kuruyemişi önüne almış plastik kaselere ayırıyor, hazırladığı kaseleri daha önceden kesip hazırladığı renkli tüllere koyuyor, sonra da yine önceden hazırlanmış nazar boncuklu kurdelelerle bağlıyordu. Bunlar kına gecesi içinmiş. Evet kına gecesi de oldu; hem de benim kına gecemin yapıldığı yerde. Gördüğünüz gibi herşey geleneksel. Bu arada gelin hanım gelmedi ama annem, Almanyada yaşayan teyzem ve ben "Gelin Hamamı"na bile gittik. Çok da güzel oldu, buhar banyosu, jakuzi, sauna ve kese ile artık düğüne de hazırdık.
15 Nisan cumartesi günü gündüz nikah aynı günün akşamı da Moda'da aile arasında bir yemekle onlar erdi muradına biz çıktık kerevetine. Gökten üç elma düştü; bir Aslı'ya, biri Barış'a biri de onları çok seven bize.

2 comments:

Anonymous said...

Banucum sevgili Aslı ve Barısa bir ömür boyu mutluluklar dilerim. Hersey gönüllerince olur insallah...

Minik Patikler said...

Cok sevindim hepsi cok guzel olmus anlattigina gore, MASAALLAH.

Allah mutluluklarini hic eksik etmesin..