Saturday, April 01, 2006

HAYVAN SEVGİSİ

Bu yaşıma kadar hayvanlara karşı öyle çok da sempati duyduğum söylenemez. Nedense en küçük ve zararsızından en büyük ve vahşisine kadar hep korkmuşumdur. Yanlış anlaşılmasın onları sevmediğimden değil, bir kere hiçbirine elleyemezdim. Tüyleri ve elime gelen yumuşak tenlerinden ürperirdim. Nedense hiç yaklaşamazadım korkumdan. Hele eve bir canlı hayvan girecek???????Asla. Ama benim küçük fırtınam bir hayvan delisi. Benim o kadar korkmama rağmen o kedi ve köpek düşkünü. Nerede bir kedi biz onun arkasında Diiii Diii diye. Geçen yaz Altınoluk'ta tüm kediler ancak çöp tenekelerinin yanında olduğu için biz de Duru ile çöp başlarında durmuştuk. Kızım benim hayvan korkumu yenmeme yardım etti doğrusu. Artık onları gördüğümde kaçmıyorum; önceleri mecburiyetten olsa da - Duru peşlerinden koşunca ben de mecbur koşuyordum- şimdi daha bir yakınlaştım onlara. Hala elleyemesem de en azından 10 m. yakınlaşabiliyorum. Duru'nun bu hayvan sevgisini parklarda çoğaltmaya çalışırken evde ne yapabilirim diye düşündüm. Şu an için ona zarar vermeyecek ve gelişimine ve evde beslenip barınması bize ve ona sorun yaratmayacak BALIKLAR geldi aklıma. Gidip iki tane japon balığı, cam fanus aldım. İçini de biraz süsledik mi işte size mini bir akvaryum. Hem bu sayede evde Duru'nun da bir sorumluluğu oldu:sabah ve akşam onlara yemlerini vermek. Bayılıyorum o minik elleriyle balıkları beslemesine. İşte balıklarımız Aslı ve Barış. Nasıllar ama? Haftaya evleniyorlar, düğünümüz var.

2 comments:

DAMLA said...

Banucum,
bu hayvalar küçük fanuslarda çok uzun süre yaşayamayabiliyorlar, bizim başımıza gelmişti... bir sabah uyanıp balığımızın öldüğünü gördüğümüzde Bartuya çaktırmadan yenisini alıcaz diye bayaaa uğraşmıştık. Gerçi o aynısı olmadığını anlamıştı ama!!...

Anonymous said...

Aslı ve Barış sabah akşam beslenirlerse hakkın rahmetine kavuşabilirler. Balıklar doyduklarını bilmiyorlar, ne kadar yem verirsen yiyorlar, yem kutusunun yakınlarda olmamasına dikkat edin:)