Duru ile son iki hafta sonu cumartesi günlerimizi tiyatroya ayırıyoruz. Geçen kış bol bol yaptığımız tiyatro günlerini bu kış yine başlattık ve ilk olarak geçen hafta Yayla Sanat Merkezindeki "Küçük Balık Bambam" adlı müzikal oyuna gittik. Ben küçükken annem o kadar çok tiyatroya götürdü ki beni tiyatro sevgisini çok iyi tadanlardanım. Duru da zaten tiyatroya daha doğrusu rol yapmaya, taklide çok yatkın bir çocuk bu nedenle de tiyatroyu görsün, yaşasın istiyorum. Kimbilir ileride belki o da bir tiyatrocu olur. Bu hafta biraz daha değişik bir tiyatrodaydık. Aslında Duru daha 1,5 yaşındayken gitmiştik oyuncak müzesine ama o zaman çok anlamamıştı. Gazeteci-yazar Sunay AKIN'ın İstanbul Göztepe'de ailesinden kalma köşkü oyuncak müzesi ve aynı zamanda tiyatroya dönüştürdüğü mekan gerçekten de çocuklar için tam bir harikalar diyarı. Sevgili Sunay Akın 11 yıldır internetten ve gezdiği ülkelerden satın aldığı oyuncaklarla bu müzeyi kurmuş ve gerçekten de çocuklara harika bir armağan olmuş bu mekan.İlk kez Prag'da bir oyuncak müzesine gitmiş ve çok etkilenmiştim. O gün Duru'nun yanımda olmamasına çok üzülmüştüm ama bugün o oyuncak müzesinin alası oturduğumuz semtteydi. Hem de müzenin olduğu sokakta dev zürafalar da çocukları selamlıyordu. Burası sadece müze de değil üstelik. Cumartesi ve Pazar günleri iki farklı kukla oyununun sergilendiği bir tiyatro salonu. 5 kattan oluşan köşkte en altta bulunan tiyatro salonunda İbiş'in macerlarıyla kendinden geçen Duru kuklaların danslarıyla da coştu da coştu.
Bahçedeki yedi cüceleri ve pamuk prensesi unutmadık tabi, yağmur çamur dinlemeden onları da sevdik ve bu güzel mekandan ayrıldık. Ellerine sağlık Sunay Abi'si.
No comments:
Post a Comment