Sunday, August 21, 2005

BİR PAZAR GÜNÜ


Bugün pazar ve Erkan ile ben malesef hala iyileşemedik. Ağır bir grip geçiriyoruz ve sanki Duru bunu anlamış gibi bu gece hiç uyanmadı bize güzel bir uyku keyfi yaptırdı.Sabah da çok nadir saatlerindn biri olarak saat 8 de uyandı. Duru için bir mucize bu çünkü kendisi saat 6.30 da kurulu saat gibi başlar ANNEEEEE diye bağırmaya. Anlayışlı kızımız bu sabah neşe ile uyandı, tabi bu keyif üzerine ben hasta da olsam güzel bir pazar kahvaltısı hazırlamaya karar verdim. Harika bir krep sefası yaptık. Güle oynaya, hasta da olsak hep beraber evde olmanın tadına vardık. Erkan Holandadan tatile gelen yeğenini havaalanına bırakacaktı, bir yandan da sağanak yağmur.... Eh bu halde evde oturmayalım dedik ve Duruyu da alıp anneannesinin yolunu tuttuk. Tabi pazar sabahı hepsi evde, Mehmet hariç. Mehmet benim erkek kardeşim bu arada, kendisi arkadaşlarıyla Sapanca keyfinde. Aslı , dedesi ve anneannesi Duruyu görünce beni unuttular tabi ki ben de fırsat bu fırsat bir nefes aldım...Fakat daha sonra Duruyla öyle bir uyumuşuz ki,kalktığımızda saat ikiydi. Erkan çoktan eve gelmiş bizi bekliyordu. Güzel de bir film almış:"Şans Kapıyı Kırınca". Çok beğenmesek de yağmurlu bir pazar günü, üstelik hastaysanız çok şansınız olmuyor. Bir yandan Duru oyuncaklarıyla oynarken biz de bir yandan çayları içip filmi izledik.Gerçekten evde olmak herşeye rağmen çok güzel. Duru da ilk defa evde bu kadar uzun süre bizimle bir pazar geçirdi herhalde.Şu an onlar babasıyla top oynuyorlar, ben de birazdan yazımı bitirip onlara katılacağım ve sonra saat 21:00 de Duru uyayacak ve biz de günün yorgunluğunu bir ıhlamurla atmaya çalışacağız.
İşte hasta ama keyifli bir pazar böyle geçti.

No comments: