Dediler de dinleyen kim, şehirde bahçeye hasret bendeniz iki karış toprak görünce ne var ne yok ektim. Pazardan aldığım domates, biber fideleri, mısır tohumları, maydanoz, dereotu, nane, semizotu, patlıcan, Servet Ablamın Safranbolu'dan yolladığı domates fideleri ve kabak çekirdekleri....Tüm bunları kendi ölçülerime göre aralıklarla diksem d
e şu an ağaç boyuna ulaşmış ve adım atılamayacak çoklukta domatesler, onların aralarında biberler, devasa kabak yapraklarının altında kaybolmuş kıvırcıklar, çiçeğe kaçmış dereotları ve daha neler neler...Olsun ben aradığımı buluyorum ya bana yetiyor.
Bahçeye girince özellikle sık ekilmiş kabakların yaprakları sanki tropik bir mekana gelmişsiniz hissi yaratıyor, hele üstündeki sarı çiçekler...Tabi bu çiçekler beni biraz fazla cezbetti ki dayanamayıp topladım ve hemen çok sevdiğim KABAK ÇİÇEĞİ DOLMASI hazırladım. Bilenler bilir, çok hassastır kabak çiçeği, anında ve koparmadan içini doldurmak zordur. Yine bahçeden topladığım dereotu ve maydanozları da katarak hazırladığım harç ile zor da olsa çiçekleri doldurdum ve çok az suyla pişirdim.