Tuesday, February 27, 2007

BİR DİLİM PASTA


Bundan tam 11 yıl önce tanışmışız onunla. Öyle diyor, bir hastane odasında, ben o zaman Erkan'ı hastanede ziyarete gitmiştim ameliyat sonrası. O beni hatırlıyor, o da oradaymış o anda. Ama ben onu ilk oğlunun doğumunda tanıdım. 98 yılı, yeni bebek doğmuş...DORUK... ve sarılıktan dolayı hastaneye yatmışlar. O zaman ziyarete gitmiştim - o zaman arkadaşım olan Erkan'ın abisinin eşi hastanede diye- onu. Tanışmalarımız, karşılaşmalarımız hep keyifsiz ortamlarda olmuş şimdi yazınca düşündüm. Ama kalplerimiz ilk anda uyuştu onunla hep bunu hissettim. Benim için milad 98 yılı ve tam 9 sene...Bu kadar mı sevecektim onu, bu kadar mı kardeşim yerine koyacaktım. Bu kadar mı anlaşıp uyuşacaktık, iyi günde kötü günde bu kadar mı kenetlenecektik. Canımın içi Eltoşum, Burcu'dan bahsediyorum size. Gencecik yaşına rağmen hayatına sığdırdıkları, iki harika evlat,iyi bir eş,koskoca bir şirketi çekip çevirme, yurtdışı bağlantılar, veeeeeee şimdi de hayalindeki iş. Hep anlattığım yaptığı pastalar, kekler işte artık Burcu'nun mesleği oldu. Kalbinin güzelliğini, çok yönlülüğünü, pırıl pırıl gözlerini artık yaptığı pastalara katıyor. Burcu Bir Dilim Pasta'da sizlerle buluşuyor. Bazen bir foğrafınızı bazen bir hayali kahramanızı bazen de düşlerinizi pastalarınıza yansıtıyor özel günlerde özel kuarbiyeler ve daha neler neler.... Burcu'yu yakından tanımak isterseniz ve siz de onun enfes tatlarından denemek isterseniz Bir Dilim Pasta'yı ziyaret edebilirsiniz.

Sunday, February 18, 2007

KALBİMİN İKİ YARISI


Kalbimin iki yarısı onlar, yaşama sevinçlerim, hayat kaynaklarım. Evime bir başka giderim onlardan ayrı olduğum anların sonrasında. Onları orada bulacak olmamın enerjisiyle bir başka hızlanır adımlarım, direksiyonu bir başka çeviririm. Onların yanında değilsem içim içimi yer; acaba ne yapıyorlar, acaba ne yediler, acaba ne oynuyorlar. Onlarla anlamlı her dakika, onlarla güzel her anı. Cıvıltıları, kavgaları, dağınıklıkları, gürültüleri...hepsi bir başka güzel bir başka canlı. Onlarla varım, onlara bağlıyım, onları seviyorum, kalbimin iki yarısı kızım ve kocam.

Sunday, February 11, 2007

RENGARENK SALATA

Harika bir salata yaptım bugün. Yaz mevsimine yakışır aslında ama kışın da içinizi gönlünüzü şenlendiriyor. Süslü, kolay, göze hitap eden hem yemeklerin yanında garnitür olarak hem de misafirlerinize kendilerini özel hissettirecek çay ikramlarınızda yapabileceğiniz gökkuşağı gibi bir salata. Bunun için patates, havuç, şalgam ya da kırmızı lahana, taze soğan, maydanoz ve dereotu gerekiyor. 8 tane orta boy patatesi kabuklarıyla haşlıyorsunuz ve soğuyunca püre haline getiriyorsunuz, içine bir limon suyu ve biraz zeytinyağ ekleyip karıştırıyorsunuz. Püreyi üç eşit parçaya ayırıyorsunuz. Parçaların birini rendelediğiniz şalgam ya da kırmızı lahana ile karıştırıyorsunuz. İkinci parçayı havuç rendesi ile, üçüncü parçayı da rondoda parçaladığınız maydanoz, dereotu ve taze soğan ile karıştırıyorsunuz. Ben annemden aşırdığım plastik kabı kullandım ama siz derin bir kabın içine alüminyum folya serip en alta şalgam karışımını, üste havuç en üste de maydanozlu karışımı koyup 3 saat buzdolabında bekletebilirtsiniz. Salata kendini bulunca kabı ters çevirin ve folyoyu çıkarın, işte manzara bu şekilde oluyor.
Afiyetle yiyin ve beni anın.

Thursday, February 08, 2007

ÇÖKERTME ÇÖKERTTİ BENİ

Ah ahhhh .... Bir ah çeksem karşı ki dağlar yıkılır. Bu aslında off off idi ama of demeyi sevmiyorum. Bu ara ne kadar yoğunum ve tempolu koşturuyorum herhalde anladınız. Çok sık yazamıyorum. Aklım aslında hep burada yazacak çok şey var diyorum ama nerdeeeeee. Sabah kalk, kahvaltı yaptır hanımkıza annelik yap, işe git, eğitime git, toplantıya git akşama dek çalış iş kadını ol, eve gel, yemek yap yemek varsa ek birşey yap ev hanımı ol, hanımkızla oyna, onun gönlünü hoş et, yarın ki işleri planla, kocaya ilgi göster iyi eş ol.......Eeeee başka? Başkaya kalp dayanır mı? İşte böyle gidiyor geçiyor günler... Ne yapıyorum, keyifli uğraşlar bulmaya araya sokuşturmaya çalışıyorum. Mesela gece herkes uyuyunca puzzle yapmak, tavşan kanı çay demlemek, ilgi alanımdan kitaplar okumak ya da süslü ama pratik akşam yemekleri hazırlayıp biraz göz zevki yapmak... İşte çökertme de bu akşamın yemeği idi. Hem kolay, hem fast food ya şirin kafelerde olan cins yemeklerden. hazırlaması çok ama çok kolay, yemesi çok zevkli. İşte tavuk ya da kırmızı ettten yapacağınız çökertmenin tarifi;

Ben kırmızı etten yapmayı tercih ettim evde olduğu için. 2 dilim bonfileyi tavada çok az yağda kızarttım. Patatesleri dilimleyip fritöze attım 10 dakikada kızardılar. Atom salatayı ince ince dilimledim. Tabağın en altına salataları üstüne patatesleri ve en üste de kızartıp dilimlediğim bonfileleri dizdim. Hafif sulandırdığım yoğurdu üstüne döktüm ve en üste tereyağında erittiğim salça ve kırmızı biber sosunu gezdirdim. İşte tüm hazırlık bu kadar... Çöekertme hazırdı ve afiyetle mideye indi. Yorgunluğumun üzerine bu çökertme iyi geldi de beni biraz çökertti. Gözlerim kapanıyor, nerde benim tavşan kanı çayımmmmmm ?

Saturday, February 03, 2007

UYGUNSUZ GERÇEK



Değişik bir başlık değil mi? Uygunsuz gerçek....

"Başımızı derde sokan kötü gelişmelerin özünde bilmediğimiz şeyler değil, başımıza asla gelmeyeceğinden emin olduklarımız vardır." Mark Twain'in bu gözel sözüyle başladı film.

Son zamanlarda izlediğim en güzel filmdi. Film değil tabi gerçekti. Küresel ısınmayı konu alan "Uygunsuz Gerçek" adlı filmden bahsediyorum. Amerika'nın eski başkan yardımcılarından Al Gore'un siyaseti bıraktıktan sonra küresel ısınmaya karşı verdiği mücadeleyi ve ülke ülke gezerek yaptığı sunumları anlatan bir film. Yeryüzünün nereye doğru gittiğini anlatan, bilinçsizce tükettiğimiz doğal kaynakları gösteren, insanoğlunun kendi sonunu nasıl yarattığını anlatan harika bir film.
Anne babaların, çocukların, gençlerin kısacası herkesin mutlaka izlemesi gereken hatta okullarda gösterilmesi gereken bir film olmuş bence. Çevremiz Al Gore gibi politikacılardan oluşsa bu dünya çok daha güzel olur herhalde.

Filmin sonunda ise küresel ısınmayı durdurmak için bir şeyler yapmak isteyenlere 10 ipucu veriliyor. İşte karbondioksit salınımını azaltmak için yapabileceğiniz 10 basit şey ve bunları yaptığınızda ne kadar karbondioksit tasarrufu sağlayabileceğiniz:
1.Ampulünüzü değiştirin
Standart akkor ampulünüzü tasarruf ampulü ile değiştirin, yılda 75 kg karbondioksit tasarrufu sağlayın.
2.Daha az araba kullanın
Daha sık yürüyün, bisiklet kullanın ve toplu taşıma araçlarından daha çok faydalanın. Araba kullanmadığınız her 2 km için 0,75 kg karbondioksit tasarruf edeceksiniz.
3.Geri dönüşüme katkıda bulunun

Evinizden çıkan çöplerin sadece yarısını geri dönüştürerek yılda 1200 kg karbondioksit tasarrufu sağlayabilirsiniz.
4.Lastiklerinizi kontrol edin
Düzgün şişirilmiş lastiklerle litre başına aldığınız yol %3 oranında artacaktır. Her 4 litre benzin tasarrufu, 10 kg karbondioksiti atmosferimizden uzak tutar.
5.Daha az sıcak su kullanın
Suyu ısıtmak için çok fazla enerji gerekmektedir. Daha az su tüketen bir duş başlığı ile 175 kg, giysilerinizi soğuk ya da ılık suda yıkayarak da 250 kg. karbondioksit tasarrufu yapabilirsiniz.
6.Ambalajları fazla olan ürünlerden kaçının
Çöpünüzü %10 oranında azaltarak 600 kg karbondioksit tasarrufu yapabilirsiniz.
7.Su ısıtıcınızı ayarlayın
Isıtıcınızı kışın 2 derece aşağı, yazın 2 derece yukarı ayarlayın. Bu basit ayarlamayla yılda 1000 kg karbondioksit tasarrufu sağlayabilirsiniz.
8.Bir ağaç dikin
Bir ağaç ömrü boyunca 1 ton karbondioksit emer.
9.Çözümün parçası olun
Harekete geçmek ve daha fazla bilgi almak için iklimkrizi'ni ziyaret edin.
10. Herkese anlatın ve arkadaşlarınızı uygunsuz gerçek filmini seyretmeleri için teşvik edin.