Wednesday, March 03, 2010

EYVAH KIZIMIN KÖŞELERİ OLUŞMAYA BAŞLADI

Bugün, okuldan eve dönen kızımla anne kız sohbeti yapıyorduk. Önce yüzme dersinin nasıl geçtiğini anlattı, serbest yüzdüklerinden, arkadaşlarıyla oynadıklarından bahsetti. Okuldaki arkadaşlarını, kimin ne giydiğini, öğretmenin ne dediğini...Sonra akşam yemeği, banyo derken laf lafı açtı ve o sırada " anne bugün yüzmeye giderken kırık kalpler durağı çaldı radyoda " dedi. Candan Erçetin şarkısı, bu ara onu okula götürürken arabada çok sık çalıyoruz. Aa ne güzel dedim ben de doğal olarak. O da bana "ama anne ben bu şarkıyı bilmiyorum dedim, çünkü utandım biliyorum dersem gülerler diye" demez mi?

İşte o an anladım kızımın yavaş yavaş kalıplarının oluşmaya başladığını..K harflerine T diyen küçük kızım "anne çot torttum, toşa toşa geldim" dediğinde ona güldüğümüz halde hiç utanmayan hatta yine söyleyen kızım şimdi utanmaya, bildiğini bilmiyormuş gibi yapmaya başlamış. "Başkaları ne der" sendromu oluşmuş bile biz farkına varmadan.
Eskiden doğal, rahat olan, hiç düşünmeden konuşan, kendisiyle alay edilir edilmez hiç düşünmeyen kızımın artık köşelerinini çizmeye başlamış arkadaşları, sosyal ortamı ve daha kimbilir neler...
Candan Erçetin'in parçası komik mi, ayıp mı, gülünür mü bu parçayı sevene bilemem. Kime göre neye göre doğru ya da yanlış onu da bilmem. Bildiğim tek şey böyle başlıyor herşey, özbenliğimiz böyle değişiyor, kök salıyor ve belli bir yaştan sonra da değişmiyor. İşte saf, duru, doğal kızımın başladı benlik çatışmaları... Gözümüz aydın, kızımın köşeleri oluşuyor, yıllar sonra bu köşeleri yumuşatmak, ilk haline getirmek için yine uğraşacak, uğraşacağız ya da uğraşacaklar...ama köşeler oluşuyor maalesef ve işte bu kadar hızlı

No comments: