Friday, March 19, 2010

ÇİNGENEM ÇİNGENEM KARA GÖZLÜ ÇİNGENEM

İnsanı en çok mutlu eden hangisidir? Belli, özel bir günde ona verilen bir hediye, yapılan sürpriz mi yoksa hiç ummadığı, beklemediği bir anda verilen hediye yapılan süpriz mi? Aslında ilki sürpriz olmuyor bence çünkü zaten bekleniyor. Mesela doğum günü, evlilik yıldönümü...Zaten o gün ister istemez bir hoşluk bekliyorsunuz yakın çevrenizden. Bana göre, beni daha doğrusu ikincisi daha çok mutlu eder. Hiç ummadığım anda bana verilen bir kitap, yapılan bir jest, davet edilen bir yemek. Çünkü beklemediğim bir zamanda yapılmıştır ve yapan kişi beni düşünmüştür o an hakikaten. Bu nedenle çevreme de ummadıkları bir anda sürprizler yapar onları bu şekilde memnun etmeye çalışırım daha çok. Çevrem deyince tabi bu sadece ailem ya da çok yakın arkadaşlarım olmaz her zaman. Benim çevrem biraz genişçe. Kuaförümden kasabıma herkes zaman zaman yakın çevremde olabilir. Evime renk katan günlük taze çiçeklerimi aldığım çiçekçi çingenem bile. Bir şekilde bağ kurduğum, sözel bile olsa alışverişte bulunduğum herkes.
Sabah kızımın giymediği, küçük gelen ya da artık çok sevmediği kıyafetlerini toparladım ve koca bir torba oldu. Daha önceden de aynı şekilde oyuncaklarını ayırmıştım ve arabanın bagajında aylardır benimle geziyordu. Hani zaman zaman arabanızın camını silmeye kalkan çocuklar var ya, işte onlara vermek üzere bulundurduğum oyuncak torbası. İki koca torbayı alıp, çiçekçinin önünde durdum. Tabi doğal olarak çiçek alacağımı düşündü. O gün tesadüf ya iki kızı da orada, onun yanındalardı. Soğuktan gevrek gevrek olmuş kanlı canlı yüze, sümüklü burna sahip iki dünya tatlısı. Çiçek alacağımı sanıp hiç oralı olmadılar, ama ben torbaları açıp onlara gösterince siz düşünün nasıl sevindiklerini. Annelerinin dizinin dibinde yarı uykulu yarı üşümüş halde iken bir anda canlandılar. Nasıl sevinmesinler, bir sürü kız çocuk oyuncağı, boyalar, bebekler...Kıyafetler daha çok annelerini sevindirdi eminim, onlar ise pembe dünyalara daldılar.
Bugün onlar mutlu oldu, dünyada 2 çocuk sevindi, güldü daha güzel ne olabilir?

No comments: