Thursday, September 25, 2008

BU KAHVE BU MANZARA BU HAYAT


Bu fotoğrafta ne çok anlam var bilir misiniz? Bu ağaç, bu manzara..kaç kere bakıldı bu tepeden, kaç kere kimlerle gidildi ve kaçı hayatta? Ve bu güzel Haliç manzarası, Eyüp Sultan camii, Pierre Loti kahvesi. Hem acı var hem güzellik var hem hatıralar var.

İlk olarak buraya 1984ün buz gibi kar yağışlı havasında gittik kalabalık bir grupla. Hava gibi biz de buz gibiydik. İlk olarak bu kadar yakınımı kaybediyordum çocukluktan ergenliğe geçiş zamanımda. Dedemi yeni mekanına götürüyorduk bu kalabalıkla. Sonra yıllarca gittik buraya, bayram, cuma demeden..Anneannem o zaman bu fotoğrafta görülen ağacı fidanken dikmişti. İnsanoğlu işte önce dedemi ziyaret eder sonra da hemen mezarın başında bulunan tarihi Piere Loti de çay içerdik sanki az önce yaşanılanlar hiç yaşanmamış gibi.

Birkaç yüz yıllık geçmişe sahip kahve eşsiz manzarasıyla sizi alıp başka dünyalara götürür. 19. yüzyılın sonlarına kadar Rabia Kadın Kahvehanesi olarak bilinen, Fransız yazar Pierre Loti kahveyi mekan tutmaya başladıktan sonra Pierre Loti Kahvesi olarak anılan kahve, yıllardır aşıkların, kendisiyle buluşmak ve şehirden kaçarak spritüel bir huzur solumak isteyenlerin durağı olmuş. Bizim olduğu gibi.

Şimdi anneannemle dedem tam bu kahvenin altında yıllar sonra tekrar bir araya geldiler ve biz şimdi anneannemin yıllar önce diktiği bu ağacın altında rahat rahat yattığını bilerek ve bu eşsiz manzara eşliğinde dedemle hasret giderdiğini düşünerek yine onlarlayız. Yine ağır ağır yürüyoruz arnavut kaldırımlı dar Eyüp sokaklarından geçip Piere Loti'de soluklanarak.

No comments: