Günlerden pazar ve biz şeytanın bacağını kırıp Erkan'la aylardır ilk defa başbaşa sinemaya gittik. Duru'nun babaannesinin sabah bize gelmesiyle biz hop dışarı. Aylardır reklamı yapılan "Dondurmam Gaymak" filmine gittik malesefff. Hayatımda bir kez daha böyle kötü bir film izleyeceğimi sanmıyorum yani bundan kötüsü olamaz. Zaten kısıtlı zamanımızda böyle abuk sabuk bir filmle vakit geçirdiğimiz için çok üzüldük açıkçası. Dışarı çıktığımızda hava mis gibiydi. Fenerbahçe Parkı da bu havada bulunmaz bir nimetti doğrusu. Kış ortasında bir daha zor bulunacak bir havada güzel bir yürüyüşten sonra eve geldik. Bizimki babaannesi ve anneannesini almış yanına evin altını üstüne getirmiş... Bu yaşa kadar ellemediği ne kadar eşya varsa onların varlığını fırsat bulup hepsini indirtmiş. Buzluktaki buz kalıplarından ne istedi hiç anlamadım doğrusu. Haftasonumuzun başlıca konusu yılbaşı ağacı, noel baba ve süslerimiz olduğundan yine değişik süslerle evimizi bezemeye devam ettik. Teyzemin Almanya'dan getirdiği Noel Baba takvimini çıkarmanın tam zamanıydı. Evet bu alttaki resim ne diye sorarsanız o bir takvim. Ama öyle bildiğiniz takvimlerdn değil.


Gördüğünüz gibi bizde heyecan var bu yeni yıl için. Anneannesi ve babaannesine bile yılbaşı gecesi için aldığım geyik kafalarını taktırmış alem bu çocuk vallahi..
No comments:
Post a Comment