Saturday, July 24, 2010

Bunu da görecekmişiz

İnsanın düşündüğü başına gelir hep, ya da öyle deriz ya "aklıma gelen başıma geldi" diye...Bu sefer öyle olmadı, hiç aklımıza gelmeyecek şey başımıza geldi. Hem de kimsenin duymadığı görmediği bir şey. Evimize yıldırım düştü, düşmekle kalmadı bir de yaktı geçti. Evet evet bildiğimiz yıldırım, hani şimşek,gök gürültüsü,yağmur sonrası gelen o garip şey. 20 temmuz akşamı saat 17:00. Birgün önce döndüğümüz tatilin tatlı yorgunluğunu atmaya çalışırken, babamla telefonda konuşuyordum ki diğer hatta gelen haber o an hepimizi sarstı. Annemlerin, Sapanca İzmit arasında kalan ve çok meşhur Maşukiye beldesinin yakınındaki dört katlı evlerine yıldırm düşmüştü ve evin çatısı alev almıştı bile. Nasıl olurdu, şaka mı rüya mıydı, bizim eve böyle şey olmazdı, hadi canım....Herşey olurdu da yani yıldırım bizim evi mi bulacaktı. Ama malesef bulmuştu ve itfaiyeler gelmeye başlamıştı.

Yaklaşık 1 saat sonra eve ulaştığımızda dışarıdan öyle pek anormallik yoktu ama içeri girip en üst kata çıkınca yaşadığım şok umarım hayatımın en büyük acısı olur ve daha büyüklerini yaşamam yaşamayız. Üst kat kül olmuştu. Daha önce hiç yangın görmemiştim ya da yangın sonrası bir yer. İşte şimdi kardeşimin odası önümde tanınmayacak haldeydi. İnsanın ilk aklına gelen "ya içeride olsalardı"...Ne evde, ne yanan eşyalardaydı gözüm. Tek düşündüğüm ya olsalardı.....


İnsanın mutlu olmak için ne çok sebebi var aslında. Bir evimiz var ve başımızı sokuyor muyuz, yıldırım tepemize düşmüyor mu, çatımız var ve üstü kapalı mı, yiyecek aşımız içecek suyumuz var mı, kokusuz, issiz bir odamız ve ıslanmamış yataklarımız var mı bizden mutlusu yok o zaman. Kaybedince anlıyor insanın değerlerini. Varken çok önemli olmayan şeyler yokken ne büyük değer taşıyor.


Evimiz çok hasar gördü ama büyük bir aile olduğumuzu hissettirdi bize. Hep beraber girişip önce itfaiyenin verdiği hasarı temizleyerek sarmaya başladık yaramızı. Birbirimize özellikle de anne babamıza moral olduk, onlar çocuk biz ebeveyn olduk. Bize her zaman hayatta herşeyin yerine geleceğini önemli olanın can sağlığı olduğunu aşılayan anne babamıza bu kez biz bunu hatırlattık ve sımsıkı sarıldık.

İnsanın başına gelen her olay, birşeyleri hatırlatıp kazıyor biryerlere. "Kul kurar kader gülermiş" lafı ne anlamlı geliyor günden güne. Biz ne planlar yapıyoruz ve neler yaşıyoruz. Hayat süprizlerle dolu ve her zaman hoş olmayan süprizler bunlar. Herşeye rağmen nefes alıyor isek hayat devam ediyor ve bu hayatta herşey bizim için. Herşeyimiz yansa da duygularımız canlı ve başımıza gelenler bir işaret belki de. Buna da şükretmeyi bil.....Fotoğraflarda da görüldüğü gibi hala pencereler var gün ışığına açılan. Yeter ki bakmasını, çıkmasını bil.

2 comments:

Kendi Merceğimden said...

Cok gecmis olsun.
Seda

Oglak Kizlari said...

Hiç boyle birşey duymamıştım. Herşey bizler için. Çok geçmis olsun. Allah birdaha boyle bir acı yaşatmasin.

Uzgun anne Cigdem