Thursday, April 08, 2010

ÖLENLE ÖLÜNMÜYOR DA...

Ölenle ölünmüyor da ölen çok özleniyor, hele de çok sevdiğin, canın, aklında çok güzel anılar olansa. Ölünce zaten niye ağlar insan, göremeyeceği için, özlemine nasıl dayanacağını bilemediği için. Ölen gidiyor, nasıl ne yapıyor bilmiyoruz ama burada kalana çok zor.

Bugün canım anneannemin ölümünün ikinci yılı. Onu andık onun istediği, onun bizi topladığı şekilde. Kaç kişiydik o zaman, kaç kişi kaldık şimdi....melodisi geldi aklıma. O bizi bayramlarda evinde öyle toplardı ki, 5 kız, 5 damat, 11 torun. Hepsi bir evde. Gürültü, neşe, bağırtı hepsi var ama çok mutlu bir ev. Almanyadan gelen teyzemler, İstanbul'un iki yakasında oturup zar zor görüşenler...hepimiz toplanırdık ve tadını çıkarırdık. Ne güzel günlermiş ne dolu günler.

Bu akşam toplandık, kalanlarla. Şehir dışı, yurt dışı, ölüm, hayat kavgası ve daha başka ne varsa bizi ayıran ona rağmen toplandık. O bizi gördü, duydu ve mutlu oldu, hissettim. Ama keşke yanımızda olsaydı. Duymasa da konuşmasa da varlığı yeterdi.

Çok zor be anneanne , hele bir de tam karşı apartmanımda olduğunu düşününce, çok zor. Köpek hala geziyor, bahçedeki felçli adamı hala eşi hava almaya çıkarıyor. Mustafa ekmek dağıtıyor ve işe devam. Ama sen yoksun. Keşke dizinin dibinde oturabilsek yine. Seni çok özlüyorum.

1 comment:

Efe Ugras said...

Ne guzel soylemissin. Resimdeki oldugu gibi toplanabilmek ne yazikki artik cok zor, en buyuk isteklerimden biri su resimdeki herkesin esleriyle beraber tekrar biraraya gelebilmesi, ama cok zor. Anneannemizin topragi bol olsun. Ne guzeldi, cocukken, anneannemle beraber jerry lewis filmleri izlerdik eski Erenkoy'deki evimizde pazar gunleri bizde kaldigi zamanlar.