Yandaki fotoğraflara ilk baktığınızda burayı ne dükkanı sanacaksınız merak ediyorum. Su sebili, oturma grubunun yanında çeşit çeşit çay ve kahveler, plazma televizyon, canlı bitkiler, oyuncaklar ve mis gibi parfüm kokusu...Burası bir kasap...evet bir kasap ama işte ayrıntılarla fark yaratmış, kalitesini hizmet anlayışına yansıtmış, içeri gelen her müşteriye özel davranan onu bekletirken güzel vakit geçirmesini sağlayan bir kasap. Kızım geçen gün "kıymacı" diye anlattı et satan yeri anlatırken, kimine göre kasap, kimine göre kıymacı, kimisine et butik...isim çok önemli değil önemli olan sunulan hizmet. Gerçekten Pırlanta Et'ten içeri girer girmez mis gibi parfüm kokusu karşılıyor sizi, o alışageldiğimiz et kokusu yok ya da sıra sıra asılmış halde değil etler, arka bölümde. Siz vitrinde güzel tanzim edilmiş ve kendilerinin hazırladığı özel etleri görüyorsunuz. İstediğiniz et hazırlanırken oturup çayınızı içebiliyorsunuz ve televizyonda son haberleri takip ediyorsunuz. Çocuğunuz varsa yanınızda hiç merak etmeyin onlar da düşünülmüş. Oyuncaklar tam onlara göre. Ve asıl işleri yani etleri....Hayatımda hiç sevmediğim ciğerin müdavimi oldum, bir dana ciğerleri var ki Türk lokumu. özel hazırladıkları bonfileler, kavurmalar herşeyiyle mükemmel. Ufuk ve Uğur kardeşler kendi kişisel kalitelerini etlerine de yansıtmışlar ve gerçekten yaptıkları işi tam anlamıyla harika yapıyorlar. Kredi kartı ile evinizde ödeme kolaylığı da sunuyorlar. Sipariş hatları, 0216.384.36.34, web sitelerinin de yakında açılacağını söylediler.
İşte bu dedirtiyorlar insana, önemli olan ne iş yaptığınız değil işi nasıl yaptığınız. Tebrikler Pırlanta Et, Ufuk ve Uğur.
No comments:
Post a Comment