Monday, January 12, 2009

HİBİSKUS

Ben bu Hibiskus ile bu hafta tanıştım ama ne kadar geç kaldığımı şimdi anlıyorum. Herşey ciğerlerim sökülürcesine öksürmem ile başladı. Öyle bir öksürük ki uyutmuyor, yedirtmiyor, nefes aldırmıyor. Sürekli gittiğim kuaförüm Ayhan her gittiğimde bana bir çay hazırlatır, içinde ada çayı (gerçek, dal şeklinde) ve değişik morumsu bir ot olan bir çay. Sıcak suyun içine bu ikisinden bir dal koyar ve 5 dakika bekletir sonra da ben afiyetle içerim. Bu gittiğimde bunları aldığı yeri sordum ve doğruca Bostancıdaki aktara gittim. Daha BiiZ kuaförden geliyorum deyince bana bir demet adaçayı ve bir torba da o koyu renk bitkiden verdiler. Bu nedir deyince bu Hibiskus dediler. Efendim Hibiskus, Latince adı Kerkedeh olan ve Sudan çöllerinde yetişen bir bitki imiş. Hibiskus da vücuda şifa veren, ferahlatan anlamındaymış. Hibiskus o kadar çok hastalığa deva oluyor ki, ölü hücreleri yeniliyor, öksürüğe iyi geliyor, kandaki şekeri düzenliyor, tansiyona iyi, kireçlenmeyti önlüyor, grip ve öksürükte nefes açıcı etkisi var. Ben aktara çok öksürdüğümü söyleyince bana kendi hazırladığı karışımı denememi istedi ve içinde başta hibiskus olmak üzere ayrıca zerdeçal, keten tohumu, hatmi, ebe gümeci,ısırgan yaprağı, meyan kökü, defne, tarçın, ada çayı, okaliptüs, mentollü nane olan bu karışımı verdi. Bir tatlı kaşığı karışımı bir sıcak su dolusu kupaya koyup 5 dakika bekletiyorsunuz ve içine şeker yerine bal koyup içiyorsunuz. Ben pratik çay süzgeçlerine koyup bekletiyorum , tadı biraz kötü; "adaçayı-hibiskus" karışımından hazırladığım o insanı hafifleten, sakinleştiren çaya benzemiyor ama öksürüğe çok etkisi var. Tavsiye ediyorum. Devir alternatifler devri ne yapalım, hem ucuz hem doğal hem faydalı.

No comments: